Mayıs 30, 2007

Yaz İçecekleri

Son zamanlarda eşimin aldığı asitli içeceklere(Ben çok daha uzun bir süredir içmiyorum) veda etme kararından sonra daha sık yapar olduğumuz alternatif içeceklere iki örnek vermek istedim.Tam da çilek zamanında yapılabilecek sıcak günlere yakışan bir içecek oldu.Hazır satılan meyveli sütlere olan ilgilerini düşününce,süt sevmeyen çocuklarımıza sütü sevdirmek açısından da işe yarar diye düşünüyorum.Erik şerbeti geçen yazdan bize kalan son hatıra diyebilirim.Annemin yazlık evinin bahçesindeki 3 adet erik ağacından topladığımız ve hazırlayıp derin dondurucuda sakladığımız şerbetin son paketini de bu hafta tükettik.En çok ramazan da işimize yaramıştı doğrusu.



Çilekli süt:
1 kase temizlenmiş çilek
2 bardak süt
2 kaşık bal
2 kaşık yoğurt
1 tatlı kaşığı limon suyu
Çilekleri blender ile ezelim 2 kaşık ayırıp diğer malzemeleri ekleyelim ve karıştıralım.Bardağa dökelim ve araya ayırdığımız çilek püresinden ince bir tabaka ekleyip kalan çilekli sütü ekleyelim ve soğuk olarak servis yapalım.Ben doğal olması açısından şeker kullanmadım ama isterseniz tozşeker ile de yapabilirsiniz.
Erik Şerbeti:

1kg kırmızı erik

1 çubuk tarçın

3-4 adet karanfil

Erikleri yıkayıp üzerini geçecek kadar su ile tarçın ve karanfili de ekeyerek bir tencereye alıp 7-8 dk. kaynatalım.Hemen kabukları çatlayıp yumuşuyorlar. Soğuyunca süzgeçten geçirelim.Tamamen tanesiz olmasını istiyorsanız bir kaç defa tel süzgeçten geçirebilirsiniz.Ben biraz posalı olmasını tercih ettiğimden bir defa yapıyorum bu işlemi.Elde ettiğimiz meyve suyunu şeker ve soğuk su ekleyerek hemen servis yapabileceğimiz gibi poşet veya kapalı kutularda sıcak yaz günleri için uzun süre derin dondurucuda muhafaza edebilirsiniz.

Mayıs 23, 2007

Adana'dan Notlar







Hiç planlamadan gerçekleşen Adana gezimizden bazı bilgi ve notlar vermek istedim.Adana son yıllarda gelişen ve güzelleşen şehirlerimizden.Adana insanları ,havası gibi sıcak ve canayakın.Gerek ziyaretleri gerekse yardımseverlikleriyle bizleri yanlız bırakmadılar.Seyhan nehri ve baraj gölü çok başka bir güzellik ve hava katmış şehire.Sabancı camiinin yanındaki parktan ve baraj gölünden bu fotoğraflar.Camiinin yanındaki parktaki peyzaj çalışması hayranlık uyandıracak kadar güzel.Parkta gezerken gördüğümüz bu minik trenle de bir tur atmayı ihmal etmedik .Yine yaya geçişleri için yapılmış minik köprüden geçip nehre ve şehire yukarıdan baktık.Asma köprü oldukça sallanıyor ve yere indiğimizde hala sallanır hissediyorduk kendimizi:)Gittiğimiz mevsim ve hava koşullarının güzelliğinden hiç sıkılıp bunalmadık.Bir defa daha anladık ki Adanalıların yemek konusunda üstlerine yok :) sipariş ettiğimiz yemekler dışında gelen ikramlar bizleri her defasında oldukça şaşırttı.İstanbul'da suyun dahi para ile masaya geldiğini düşününce böyle şaşırmamız normal sanırım.En alt sıradaki suda kalmış ağaç fotoğrafını Çatalan suyu tarafındaki Mekselina kebab'ta çekmiştim.Servis ve ilgi o kadar kötüydü ki resimlemeye ve bahsetmeye gerek yok diye düşündüm.Sadece manzaranın ve suda gezen ördeklerin güzelliği dolayısıyla gitmeye değer.


Adana'ya göl ve nehirlerin kattığı güzellikten dolayı sanırım deniz kenarına gitmeyi hiç düşünmemiştik.Bu defa Ayşegül ablamın daveti ile Karataş sahilini gezdik ve gördük.Akdeniz'in tüm güzelliği ve dokunulmamışlığını burada görmek mümkün.Henüz Antalya ve diğer turistik yöreler gibi her yer betona dönüşmemiş.Hava ve manzara çok güzeldi.


Adana deyince ilk akla gelen Şalgam ve kebab sanırım.Bizde bu fırsatı kaçırmadık ve bol bol şalgam içtik.
Zaten İstanbulda da en çok içtiğimiz içeceklerin başında geliyor.4 ay gibi bir süredir asitli içeceklere veda etti eşim zararlı oldukları ve içerdikleri kafein ile şekerden dolayı.
Adana'da bir çok değişik marka şalgam içme imkanımız oldu ve hepsi de farklı tatlardaydı doğrusu.En çok beğendiğimiz Gönül kebab ve Doktorum şalgamdı.

SIKMA


Adana'ya ait bir içecek olan kaynar malzemesi almak için baharatçı ararken Kenan Evren caddesinde rastladığım Sıkmacı Mehtap Hanımla kısa bir sohbetimiz oldu.Yine Adana'ya ait bir lezzet sıkma,önceki yıllarda Mersinde yapıldığını gördüğümü de anımsıyorum sanki ama en iyi Mersinliler bilir sanırım.Sıkma da minik tezgahlarda yapılıyor ve satılıyor Şırdan gibi.
30 cm çapında açılan yufka saçta pişirilip yağlanıyor ve içine peynirli veya patatesli iç sürülüp sarılarak saçta ısıtılıp servis ediliyor.Mehtap hanım ,İstanbul'da sıkma olup olmadığını sordu ve ''Acaba tutar mı? diye sordu.Ben de burada (İstanbul) gözleme yapıldığını ama sıkma hiç görmediğimi söyledim.Fotoğrafını çekmem ve yayımlamamda bir sakınca olup olmayacağı konusunda izin aldıktan sonra sipariş verdiğim peynirli sıkmayı aldım ve vedalaştık.
GÖNÜL KEBAB




Adanada maliyeci bir arkadaşımızın tavsiyesi ile gittiğimiz Gönül kebab herkes tarafından çok beğenildi.Hem ikramları hem kebabları hemde fiyatı İstanbul ile asla kıyaslanamayacak seviyede.Biz Adana'da Seyhan'da(Yeni Adana) konakladığımızdan ve sevgili evsahibemiz de buraları bildiği için Yüreğir tarafındaki bu mekanı bulmakta biraz zorlandık.Ama ''Sora sora Bağdat bulunurmuş'' derler ya işte o hesap oldu bizimki.Yol bulmaya çalışırken adres sorduğumuz Adanalılar çok yardımcı oldular.Minik lahmacun tabağı,süzme yoğurt,güveçte kaşarlı mantar,maydonoz&nane tabağı,domates salatası,közde pişmiş nar ekşili soğan,susamlı lavaş,biberli lavaş,biber turşu,közde pişmiş domates&biber ikram çeşitleri.Biberli ekmek Adana ve Mersin'de tanıdığımız bir lezzet,lavaş ekmeğe yağ ve biber sürülerek pişiriliyor ve sıcakken çok lezzetli.Fotoğraflamaya fırsat kalmadan uçlardan yemeye başlamıştı bile masadakiler .Zaten kebablar gelene kadar bu ikramlardan tadarak neredeyse doymuş oluyorsunuz.Ama o kadar taze ve lezzetliler ki yememek mümkün değil gibi.Daha sonraki bir gün gruba katılanları da buraya götürmek istediğimizde akşam 21.00 de mekanın kapandığını öğrenmiş olduk,aklınızda bulunsun.Fiyatlar İstanbul ile kıyaslandığında oldukça cazip,7 kişilik bu masaya 50 ytl ücret ödendi ve İstanbul'da adet olduğu üzere bahşiş vermek istediğimizde garson asla almayacağını yasak olduğunu söylereyek bizleri şaşırttı.Adana'ya yolunuz düşerse mutlaka uğrayın.



Adana'da kötü kebab bulmak mümkün değil sanırım.Daha önceki Adana ziyaretimizde başka kebabçıları gezmekten fırsat bulamadığımız ama mihmandarımız Aşegül ablamın
her defasında HasanUsta'ya gidelim ısrarlarına maruz kaldığımız için bu defa gitmesek olmazdı.İyiki de gitmişiz,servis son derece hızlı,çiğköftesi güzel,kebabları ve ciğer şişide oldukça lezzetliydi.Kebabla beraber verilen ikramlar da oldukça bol ve ilgi son derece iyiydi.24 saat hizmet vermesi de başka bir tercih sebebi. Fiyatları yine İstanbul ile kıyaslandığında oldukça hesaplı,7 kişi için 47 ytl hesap ödendi.


Yukarıdaki fotoğrafla yine sadece Adana'da bulunacak bir lezzet.Şırdan akşamları açılan ve sabaha kadar hizmet veren küçük dükkanlarda satılan bumbar dolmasına benzeyen bir sakatat çeşidi.Şırdan yanında kırkkat ve işkembe dolması da yapılıyor bazı şırdancılarda.Adanalı Hanife Ablamızdan öğrendiğimize göre hazmetmesi kolay olsun diye bol kimyon ve acı eklenerek yeniliyor.Kırkkat ve şırdanı tatma imkanımız oldu (ben sadece birer lokma tattım gece rahatsız olabileceğimi düşünerek)ve her ikisi de sakatat severler için oldukça beğeni alacak lezzetler.Özellikle eşim ve erkek kardeşim çok beğendiler.




Sıra geldi tatlılara,fotoğraftaki tatlılar Adana'ya ait Bicibici,Taşkadayıf & Karakuş tatlısı ve Antakya'nın meşhur künefesi.Daha önce göl kenarındaki bicibici yapan tezgahlardan tatmıştım bicibici ama bu defa ki kadar güzel değildi.Bu gezimizde Adanadaki arkadaşım Yeşim'in tavsiyesi ile Doktorum Şalgam & Bicibici adlı dükkandan tatma imkanımız oldu ve çok beğendik.ananaslı ,kivili ve daha değişik çeşitleri de vardı ama biz klasik bicibici yemek istedik.Kare kare kesilmiş nişasta muhallebi üzerine rendelenmiş buz ve gülsuyu ekleniyor ve en üste de isteğinize göre pudraşekeri ekleyerek yeniliyor,sıcak günlere çok yakışan bir tatlı.Taşkadayıf ve Karakuş tatlısını ise
Tatlıcı Gönül Kardeşlerden yeme imkanımız oldu.Adana'da oldukça ünlü bu mekan,ben tatlıların paket yapılmasını beklerken Adanalılar birer ikişer ayaküstü tatlı yemekle meşguldüler.Eşim bu tatlıları tadınca yorumu şu oldu''Ramazana yakışır bu tatlılar''ki; bu da tatlıların güzel olduğunu anlatmaya yetiyor.Son olarak 3 gece üstüste gruptaki beyler tarafından yenilen ve çok beğenilen Adana'nın en iyi künefe yapan mekanı Antakyalı Yıldızoğlu Künefede yediğimiz dondurmalı künefe fotoğrafı ile tatlılar konusunu bitirelim.Tatmaya fırsat bulamadığımız ama Adana'da çok meşhur olan Tatlıcı Köse nin özel tatlısı olan minik baklavaları da unutmayalım bu konuya değinmişken.Aana gidilmesi ve görülmesi gereken şehirlerimizden biri.

Mayıs 15, 2007

Kurabiye Ye #22


MİNE'NİN TARÇINLI YILDIZ KURABİYELERİ

Arşivde bekleyen bir tarifle bu ayki etkinliğe katılıyorum.
Etkinlik tarihinde İstanbul'da olmayacağımdan* tarifimi yayımlama imkanım olamayacağından dolayı bir kaç gün erken yayımladım.
Sevgili Hülya'ya kolaylıklar diliyorum bu etkinlikte.
Bu kurabiyeler Sevgili Mine'ye(Teatime) ait.
Tarifte hiç un kulanılmaması ilgimi çekmişti.Bu kurabiyelerin tadında acıbadem kurabiyesine benzerlik hisettim.Ben tarifteki badem ununu biraz az kullanmıştım ama tam ölçüde kullanmak gerektiğini anladım.Yıldız ve çiçek kalıp kullandım kurabiyeler şekillendirirken,çiçek kurabiyelerin ortasına frambuaz reçeli damlattım ve kürdanla şekiller yaptım.Lezzet ve görünüş açısından güzel bir kurabiye...Denemek isteyenler için tarif burada .
* 1 hafta süreyle Adana'da olacağım.Belki yeni ileti ekleyemem ama arasıra bakma imkanım olur bloguma ve arkadaşlarıma.


Mayıs 13, 2007

Bir Hamur 3 Tarif

Hastane de yatılı olarak fizik tedavi gören kayınvalidemi ziyaret için cumartesi günü yaptım bu lezzetleri.Sık sık yaptığım ve çok memnun olduğum açma hamurumu bu defa 3 farklı şekilde kullandım.Ben daha önce verdiğim tarifte ufak değişiklikler yaptım.Öncelikle zeytinyağı kullandım ve bir miktar azalttım yağ miktarını,bir ölçü için 4/3 bardak zeytinyağı kullandım.1 yemek kaşığı mahlep ekledim hamuru yoğururken,pişerken misler gibi kokuyordu(Aynı pastanelerdeki gibi).Ve eklenen unun elenmiş olması en önemli püf noktalarından biri.Hamur çok yumuşak olacak,kulakmemesi ölçüsünden biraz daha yumuşak olacak.Un miktarı arttıkça daha sert bir açma elde ederiz. Şeker ölçüsünü 3 yemek kaşığı olarak kullandım.Daha sonra mayalanması için üzerini ıslak bezle örterek 50c ısıttığım fırında beklettim çabuk mayalanması için(fazla vaktim olmadığı için).Yukarıdaki peynirli domatesli pastane pidesi en çok beğenilen oldu itiraf etmek gerekirse.
Yine aynı anda iki ölçü olarak mayaladığım hamurun bir miktarı ile bu peynirli rulo poaçaları yaptım.Ben hamuru yoğururken içine çörek otu ekliyorum.Hem yerken ve tepsiden alırken asla dökülüp ziyan olmuyor hem de tadı ve kokusu hamura geçip oldukça şirin bir görüntü veriyor hamurların arasındaki çörek otu tanecikleri.


Bunlarda sade düğüm çörekler.İç kullanmadan elimde uzattığım hamura düğüm atıp yumurta sarısı sürdüm ve 200C ısınmış fırında pişirdim.Hastane bahçesinde çay ve sohbete eşlik etti bu yaptıklarım.Denemek isteyenler için tarif
burada.Afiyet olsun.






Mayıs 09, 2007

Davet Sofrası

Bir akşam yemeği daveti.Çok sevdiğimiz arkadaşlarımız için verdiğimiz davette sebze et dengesini yakalamaya çalıştım.Kaburga dolması hep duyduğum ,tattığım ve denemek istediğim bir lezzetti.Kurban bayramından ayırdığım bir adet kaburga dondurucuda bugün için bekliyordu.Büyük oğlum kuzu eti ve bu tür yemekleri çok sevdiğinden onun eve geleceği haftasonuna denk gelmesini özellikle tercih ettim.Kaburga dolması tek başına yenebilecek bir yemek aslında, hem ağır bir yemek olduğundan hem böyle bir çok çeşitle sunulunca tam olarak tadına varılamadığından dolayı.Misafirlerimiz arasında yağlı ve kuzu eti tercih etmeyenler olduğundan onlar için tavuk eti ile bir çeşit hazırladım.Muhabbet ve sevgi dolu bir gece geçirdik.

Cevizli zeytin salatası
Kırma yeşil zeytinlerin çekirdeklerini ayıklayarak bir karıştırma kasesine alalım.Yeşil soğan,maydonoz,dereotu,nane doğrayalım.Zeytinyağı ve limon ile soslayıp servis tabağına aldıktan sonra üzerine bolca ceviz serpelim.Zeytinlerde bir miktar tuz olduğu için tuzunu kontrollü ekleyelim.



Kaburga dolması
Elimdeki kaburga 1.5 kg. kadardı.Bildiğimiz içpilavı ciğer koymadan(çok fazla protein olacağını düşünerek) yarım pişirerek hazırladım.Kaburganın kemik ile eti arasında bir cep açtım.Yarım pişmiş olan içpilavı kaburgayı çok sıkıştırmadan,pirinçlere şişme payı bırakarak doldurdum ve diktim.Kaynar su dolu büyük bir tencerede 3 saate yakın pişirdim.Suyu eksildiğinde kaynar su ekledim.Tuz oranına dikkat etmek gerekiyor,suyunun biraz tuzlu olması gerekiyor etin ve pilavın tuzsuz olmaması için.Lokum gibi pişen dolmayı parçalanmaması için dikkatlice sudan çıkardım.Yoğurt,domates salçası,zeytinyağı,kekik,karabiber ve tuz ile sos hazırlayıp her yanına sürdüm ve fırında 20 dk. kadar kızarttım.Servis yapmadan önce iplerini çıkardım alt taraftan kaburgaları kolaylıkla çıkardım ve keserek servis yaptım.Bir daha ki sefere bulgur pilavı ile denemeyi düşünüyorum.






Karışık kızartma


Ispanaklı içi hazırlarken kıyma kullanmadım bu defa, dolma fıstık ve krema ekledim.Margarin yerine de sıvıyağ kullandım.Çok daha güzel bir börek oldu böylece.


Havuç salatası



Mevsim salatası

Mayıs 06, 2007

Kuzu Etli Enginar ve Arpa Şehriye Pilavı


Mevsimin ve pazarın en gözde sebzesi enginarın tam zamanı.Mevsiminde 40 tane yemenin çok faydalı olduğunu duydum bir kaç defa ama hiç bir mevsim 40 tane yemeyi başaramadık henuz :)
Evimde her tür sebzeyi severek pişiriyor ve yeme imkanı buluyorum.Evimizde her sebze pişer ama ailenin her üyesi sever mi? Ne yazık ki hayır.Kızım ve ben her sebzeyi severek yeriz ama diğer üyeler bu konuda oldukça mızmız.Durum böyle olunca sebzeleri olduklarından daha cazip hale getirerek yedirmek gerekiyor,aynı bu tarifte olduğu gibi.Enginar bu haliyle oldukça lezzetli,vitaminli ve sunumu şık bir yemek oldu.Enginar alırken kılçıksız ve körpe olmasına dikkat etmeli,yoksa zaten sebzeyle sorunu olanlara yememek için iyi bir bahane oluyor.
Malzemeler:
4 adet soyulmuş enginar
250 gr. kuzu eti
1 adet kuru soğan
1 diş sarımsak
1 yeşil biber
2 orta boy domates
1 tatlı kaşığı domates salçası
tuz
karabiber
Soğanları minik yemeklik doğrayalım ve 2 kaşık zeytinyağı ile tencerede çevirelim,doğranmış biberi ve sarımsağı ekleyelim,kuzu etlerinide ekleyip 5 dk. pişirelim.Kabukları soyulup minik doğranmış domatesi ekleyelim tuz ,karabiber ve yarım çay bardağı su ekleyip etler iyice yumuşayana kadar kısık ateşte pişirelim.Ben bu iş için her zaman düdüklü tencere kulanıyorum ve etlerin uzun süre pişmesini beklemeye gerek kalmıyor.Ortalama 15. dk. sürede lokum gibi pişmiş oluyorlar.Enginarları 15 dk kadar kaynar tuzlu suda haşlayıp süzdürelim,pişip pişmediğini çatal batırarak kontrol edin,cinsine göre bu süre değişebilir.Minik bir tepsiye enginarları dizelim ortalarına 2 kaşık et sote yerleştirelim.Üzerine beşamel sos* koyalım ve bir tutam kaşar rendesi serpelim.Et sotenin kalan suyunu tepsiye ekleyelim ve 250C ısınmış fırında 10 dk. kadar pişirelim.
Arpa Şehriye Pilavı:
2 bardak arpa şehriye
3 kaşık sıvıyağ
1 kaşık tereyağ
tuz
3 bardak su
Sıvıyağı tencereye alalım ,arpa şehriyeleri de ekleyip şehriyeler esmer renk alana kadar karıştırarak kavuralım.Ocaktan alıp 3 bardak kaynar su ekleyelim,tuzunu ve tereyağını ekleyip yine ocağa alalım.Altı kısık ve ağzı kapalı olarak suyunu çekip taneler yumuşayana kadar pişirelim.Yine şehriyenin cinsine bağlı olarak suyu az gelirse arada azar azar kaynar su ekleyebiliriz.Pişen pilavımızı 15 dk. kadar demlendirip servis tabağına alarak üzerine ya da yanına enginarı ekleyerek servis yapalım.Afiyet olsun.....
*1 kaşık tereyağını tavada eritelim 1 kaşık unla kavuralım,1 bardak süt ekleyelim ve 3-4 dk. koyulaşana kadar kısık ateşte kaynatalım,tuz ve bir fıske muskat ekleyip altını kapatalım.
Sevgili Deryagibi arkadaşım tarafından sobelenmişim,yeri gelmişken o sorulara da cevap vereyim.
Doğum Yerin :İstanbul
Takma Adın :Yok
Oturduğun Yer :İstanbul
Mesleğin :Anneyim
Kaç Kardeşsiniz :6
Sevdiğiniz Sayı :ferketmiyor
Nasıl Bir Kişiliğin Var:Duygusal fazla detaycı olmayan,insanları olduğu gibi kabul eden bir yapım var
Canınız Sıkılınca Ne Yaparsınız:Ağlarım
Müzik Tarzınız :türk sanat müziği ve halk müziği severim
sevdiğiniz Tatlı Çeşidi:Sütlü tatlılar,kurabiyeler
Sevdiğiniz İçecek :Türk kahvesi
Sevdiğiniz Meyve :Şeftali,çilek
Sevdiğiniz Sebze :Domates
Sevdiğiniz Renk :yeşil,siyah
Alışverişi Severmisiniz:Çok severim,hangi bayan sevmezki :)
Severek Giydiğiniz Giysi:Evde rahat kıyafetler
En Sevdiğiniz Hayvan:Kuş
Sigara İçiyormusunuz:Hayır
Tv de Hangi Diziyi Kaçırmadan İzliyorsunuz:Yaprak dökümü
En Son Okuduğunuz Kitap:5 sevgi dili
En Sevdiğiniz Ay:Nisan
HaftanınEn Sevdiğin Günü:Pazartesi
En Çok Kalbini Kıran Şey :Suizan
Cincik Boncuk Severmisiniz:Çok severim
Eğlenceli Yerlere Gitmeyi Severmisiniz:Severim
En Sevdiğin Çiçek:Menekşe
Deryagibi ye teşekkür ediyorum ve ben de Disal arkadaşımı sobeliyorum.